İNSAN NİYE YARATILDI?
- SEVGİ ÇETİNKAYA
- 24 Ara 2015
- 3 dakikada okunur
Muhyiddin-i Arabi, كُنْتُ كَنْزًا مَخْفِيًّا فَخَلَقْتُ الْخَلْقَ لِيَعْرِفُونِى
hadis-i şerifinin beyanında: "Mahlukatı yarattım ki, bana bir ayine olsun ve o ayinede cemalimi göreyim." demiştir. İşarat-ül İ'caz ( 17 )
Anlıyoruz ki Allah kendini tanıtmak ve bildirmek istiyor. Bu aşamada ise tefsirlerde uzun uzun izah edilen vahid-i kıyasi devreye giriyor. Vahidi kıyasi mevzusuna değinmeden önce o ayine nedir tefsirden bu meseleye bakalım
Evet şu küçücük insan bedeni içinde bütün kainatın fihristesini, bütün hazain-i rahmetin anahtarlarını, bütün esmalarının ayinelerini dercetmek; nihayet derecede bir hüsn-ü san'at içinde bir hikmeti gösterir. Sözler ( 66 )
Demek ki Rabbi Rahim insanın o küçücük bedenine evrendeki bütün nesnelerin asıllarını özetlemiş Zatında olan bütün isimlerin yansımalarını o insana vermiştir. Bu sırrı anlayan üveysel karani münacatında duasında şöyle demektedir.
·Allah’ım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum.
·Sen herşeyi yaratan Hàlık’sın, ben ise Senin bir mahlukunum.
·Sen rızık veren Rezzak’sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzukunum.
·Sen mülk sahibi Malik’sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm.
· Sen gerçek izzet sahibi olan Aziz’sin, ben ise aciz ve zelilim.
·Sen hazineleri bitmeyen zenginlik sahibi Gani’sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim.
·Sen gerçek hayat sahibi Hayy’sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm.
·Sen varlığı ebedi olan Baki’sin, ben ise gelip geçici bir faniyim.
·Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerim’sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leimim.
·Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin’sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir asiyim.
· Sen günahları bol bol bağışlayan Gafur’sun, ben ise bir günahkarım.
·Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azim’sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakirim.
· Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavi’sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim.
· Sen bağış ve ihsanı veren Mu’tisin, ben ise lutuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim.
· Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emin’sin, ben ise maddi ve manevi korkular içinde biriyim.
·Sen cömertlik sahibi Cevad’sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim.
·Sen kullarının dualarına cevap veren Mucib’sin, ben ise ise Sana yalvaran duacıyım.
·Sen şifa veren Şafi’sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtela bir hastayım.
Evet üveysel karani hazretleri sürekli bir surette Rabbinin büyüklüğünü kendi acziyetinin nihayetsizliği ile itiraf etmiş ve Mevla’nın isimlerine en güzel surette ayine olmayı başarmıştır.
Bu kapı açıktır.
Sende kendini kıyas et. Ben görüyorum fakat bana görmeyi veren iki göz ile sınırlı bir alemi seyrettiren Rabbim bütün gözlerden görür bütün gözlerin göremediği her şeyi görür.
Bana dil verip konuşturan Rabbim bütün dillerden konuşur bütün dilleri işitir bütün ihtiyaçları kolaylıkla cevaplar.
Fakat, ben görmek için bir yap tabakasına retinaya, konuşmak için bir et parçasına kas sistemine ihtiyaç duyarım Rabbim ise bütün bu gereksinimlerden münezzehtir. O nun hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, şekliyle kıyasa başladığın andan itibaren teşekküre ihtiyaç duyan sen olursun minnet duyan sen olursun ve Allahın hiç bir şeye muhtaç olmadığını bilakis senin var oluşunda artık her şeye senin muhtaç olduğunu anlarsın.
O vakit anlarsın ki bütün yaratılan mahlukatın görevi Allahın esmalarına ayine olup sadece O nu tanıtmaktır. Ve bu mahlukat içinde insan bu deveran ve hareketi görmek ve alkış tutmak kaydı ile Sahibi yanında kıymetlenir.
O vakit o insan anlar ki namaza benim ihtiyacım var zira namaz ile Sahibimi Mevlamı unutmayayım O na daima bir şükür sunabileyim.
Oruç ile anlar ki o insan ben nefsime uyup şımarıp azmayayım beni terbiye edeni rızık vereni göreyim bileyim, der ve bedensel gelişimi ile manevi ve ruhi gelişiminde bu iman ilmi ve tahsili ile tamamlar ve cennete layık yani Mevla’sının huzuruna çıkacak bir makama kıymete kavuşur erişebilir
Nasıl ki insanların sanatları içinde madde ile o maddenin gördüğü iş arasında bir fiyat vardır. Bir bisikleti ustasından aldığında ne fiyat ödersin aynı bisikleti hurdacıya satsan ne kadar ücret alırsın elbet kıyas ettiğinde farkı anlarsın. İnsanda yaratılış itibari ile madde itibari ile et kemik yağdır ve ecel ile kabirde çürür. Bu bedeni ve letaifelerini ruhunu dünyaya kendi gibi fani varlıklara satsa hurda kadar bir fiyat dahi ona verilmez. Halbuki o insan bu manaları anlayıp kendisini sanatkarına verse ustasına verse cennete layık bir vaziyete girer.
El hasıl: Bu manalar çok açıktır bedihidir. Biraz üstünde düşünmek tefekkür etmek ile herkese açılır herkes anlar, yeter ki insan kalbini öldürmesin, aklının ışığını nurunu söndürmesin.
Comments